İsterseniz içerik pazarlama örnekleri ve bunların sonuçlarına değinmeden önce eski bilgilerimizi tazeleyelim. Daha önceki yazımızda İçerik Pazarlama (Content Marketing) uygulamalarının, hedeflerine ulaşmak için iyi tanımlanmış üç temel adıma sahip olmaları gerektiğinden söz etmiştik. Bunlar:
- Hedef Kitlenin Belirlenmesi
- Hedef Kitleye Uygun İçeriğin Yaratılması
- İçeriğin Uygun Platformlarda Dağıtılması
Hedef kitle belirlerken şehir, bölge, cinsiyet, yaş aralığı gibi seçeneklerimizin yanına şimdi İlgi Alanı da eklendi. ‘Sosyal medya uygulamaları benim ilgi alanımı nereden bilecek ki?’ demeyin.
Facebook Sizi Babanızdan Daha İyi Tanıyor
Her gün gezdiğiniz sayfalar, tıkladığınız haberler, paylaştığınız konular ve arkadaş çevreniz ile ne yazık ki Facebook sizi babanızdan daha iyi tanıyor. Sosyal medya uygulamasının sizi yakından tanıması bazı riskler içerse de reklam açısından çok yönlü bir yarara yol açıyor:
- Doğru reklamları gösterdiği için kullanıcılar rahatsız olmuyor. Tenis oynayan kişi tenisle ilgili, futbol maçlarına ilgili kişi ise bununla ilgili reklamları görüyor.
- Reklam doğru kişilere gösterildiği için reklamveren düşük bütçe ile yüksek dönüş elde edebiliyor.
- Sosyal Medya Uygulaması hem kullanıcıyı hem de reklamvereni memnun ederken, kendi açısından da reklam alanlarını en optimum şekilde kullanmış oluyor.
Diyelim ki ürününüz sadece kadınlara yönelik. Televizyonda bir reklamı sadece kadınlara göster deme şansınız yok oysa dijital reklamlarda bu mümkün: Benim hazırladığım içeriği sadece 25-45 yaş arası mutfakla ilgilenen, ilgi alanları arasında yemek yapmak olan kadınlar görsün diyebiliyorsunuz. Eğer Trabzon’da bir etkinliğiniz varsa, sadece Trabzon’dakiler için bir reklam kitlesi belirleyebiliyor, ilgi alanı olarak kişi, marka, yer gibi pek çok seçeneği kullanabiliyorsunuz.
Peki Tüm Bunlar İşe Yarıyor mu? İmeri Pazarlama Örnekleri ve Sonuçlar
Dilerseniz kendimizden birkaç örnekle devam edelim. Her içeriğin altında geri dönüşler ve kazanımlar ile ilgili rakamlar yer alıyor.
Bir süre önce bir yayıneviyle kitap tanıtımı için görüşmüştük. Dijital pazarlama ekibi ve hikâye yazarlarımız kitapların sosyal medyada tanıtımı için içerik hazırlayacak ve dijital pazarlama ekibi tarafından kitabın satışını artırmaya yönelik reklamlar oluşturulacaktı. Kitaplardan birisi Halikarnas Balıkçısının Anadolu Efsaneleri, diğeriyse Turgut Özakman’ın Romantika kitabıydı. Kitabın içinden bazı hikâyeler çıkartarak bunu sosyal medya için uyarladık.
- https://www.facebook.com/bilgi.yayinevi/posts/1299419030081690
Etkileşimler: 13.980 Paylaşım, 1.100 Yorum, 29 Bin Beğeni
Satış: Tanıtım sonrasındaki 4 ay içinde bir yıllık toplam satışının %48 fazlası satışa ulaştı. Aylık satış rakamı yaklaşık 5 kat arttı. - https://www.facebook.com/bilgi.yayinevi/posts/1374188705938055
Etkileşimler: 2.712 Paylaşım, 218 Yorum, 15 Bin Beğeni
Satış: Tanıtım sonrasındaki 3 ay içinde bir yıllık toplam satışının %738 fazlası satışa ulaştı. Aylık satış rakamı ise 33 kattan fazla arttı.
Takipçi sayısı beş ay içinde 14.500’den 60.000’e yükseldi. - OffCourse Elektronik Eğitim AŞ’nin kullanıcılarını ve takipçi sayısını artırmak için hazırladığımız içeriklerden bir örnek:
• https://www.facebook.com/OffCourseEgt/posts/1834410353485983
Etkileşimler: 2.463 Paylaşım, 87 Yorum, 7.500 Beğeni
Takipçi Sayısı ise bir yıl içinde 0’dan 45 bine yükseldi.
İsterseniz şimdi de dünyadaki ve Türkiye’deki duruma bakalım:
Dünyada ve Türkiye’de Content Marketing’in Bugünü, Yarını
Amerika için 2016 yılı istatistiklerine bakılırsa, İçerik Pazarlama (Content Marketing) bütçesi toplam pazarlama bütçesinin yaklaşık 1/3’ünü oluşturuyor. Ayrılan bütçenin geri dönüşü yani yatırımın getirisi açısından bakıldığında dijital pazarlamanın geleneksel pazarlama harcamalarına göre çok daha yüksek bir getiriye sahip olduğu görülüyor, bu nedenle İçerik Pazarlamanın toplam pazarlama bütçesi içindeki payı giderek büyüyor.
Türkiye için ise bu oranlar ne yazık ki geçerli değil. Aslında Türkiye’deki tüketici eğilimlerine bakıldığında Dijital Pazarlama bütçelerinin oransal olarak Amerika’dan daha yüksek olması bile beklenebilir. Çünkü hedef kitleler televizyon, gazete ve dergi yerine giderek dijital platformlar üzerinde zaman geçiriyorlar. Türkiye’de haberleri, etkinlikleri, yorumları hatta televizyon dizilerini bile akıllı telefonlar üzerinden izleyen çok büyük bir kitle var. Ayrıca pek çok kişi eşi, dostu, okul arkadaşı veya meslektaşları ile haberleşmek için de sosyal medya üzerinde -belki de gereğinden fazla- zaman geçiriyor.
Türkiye, Content Marketing İçin Neden En Uygun Pazarlardan Birisi?
- Facebook’ta İlk 10’dayız: Dünyada 2 milyara yakın kullanıcısı olan Facebook’un Türkiye’de 33 milyonu aşkın aktif kullanıcısı bulunuyor. Sayı olarak dünyadaki ilk 10 ülke arasında yer alan Türkiye, nüfusa oranlanmış kullanıcılar bazında ise dünyadaki ilk 5 ülke içinde yer alıyor.
- Twitter’da Dünyada 8. Sıradayız: Dünyada Twitter’da atılan mesajların ortalama %2’si Türkçe. 2013’teki çalışma gönderilen tweet sayısı olarak Türkiye’yi dünyadaki ilk 10 ülke arasında gösteriyordu ki o zamandan bu yana Twitter Türkiye’de ciddi bir büyüme gösterdi. Bu çalışmada aktif kullanıcı bazında, Türkiye Twitter için dünyanın en büyük 8. dijital pazarı olarak gösteriliyordu.
- Evlerin % 77’si İnternete Bağlı: Türkiye’deki evlerin % 77’sinde internet erişimi var. İnternet bağlantısı olmayan hane halkının ise üçte biri işte, okulda veya ev dışında interneti kullanabildiğini söylüyor. Ayrıca televizyonların % 25’i de internete bağlanabiliyor. Dolayısıyla televizyon da artık İçerik Pazarlama için uygun bir platform haline geldi.
- Amaç Sosyal Medya Kullanmak: Türkiye’de internet erişimi olanların % 82’si bu bağlantıyı sosyal medyadaki etkinlikleri için kullandıklarını söylüyor.
- Mobil Abone Sayısı Nüfusun %90’ı Kadar: Türkiye’deki mobil abone sayısı 71 milyon. (Bu rakam pek çok yayında nüfusun % 90’ının mobil abonelik sahibi olduğu şeklinde yorumlansa da bir kişinin birden fazla aboneliği olduğu için, oranın biraz daha düşük olduğu söylenebilir)
- Akıllı Telefon Sayısında Dünya 13.sü: Türkiye’de 41,5 milyon kişi akıllı telefon kullanıyor. Dünya sıralamasında 2013’te 40. Sırada olan Türkiye, 2015’te 13.lüğe yükseldi. Bugün dünyadaki ilk 10 ülkenin arasında olduğu kolaylıkla tahmin edilebilir.
Türkiye’de Akıllı Telefonlar ve Sosyal Medya Kullanımı Neden Büyüdü?
- Türkiye’de diğer iletişim kanallarının devlet tarafından kontrol edilmesi nedeniyle görece daha az kontrol edilebilen dijital ortamdaki etkinlikler diğerlerine oranla daha hızlı bir büyüme gösterdi.
- Halkın tüketici olarak teknolojiye kolay uyum sağlayabilme yeteneği sayesinde her yaştan insan akıllı telefonlar üzerinden sosyal medyada aktif hale gelebildi.
- İnternet yasakları, hesaplananın aksine bu yöndeki ilgiyi artırdı.
Bu veriler ışığında zaten dünyada liderliğe yakın bir konumda bulunan Türkiye’nin gelecekte de sosyal medya açısından en büyük pazarlardan birisi olduğu kolaylıkla söylenebilir.
Reklamverenler Değişimin Farkında mı?
Türkiye’deki değişimi fark edemeyen reklamverenler bütçelerinin önemli bir bölümünü dijital ortam dışında harcamayı sürdürüyor ancak diğer mecralarda reklam harcamalarının geri dönüş oranları giderek azalıyor. Birkaç yıl içinde reklamverenler dijital platformlardaki etkinliğini artırırken eskiden yaptıkları harcamaları azaltacaklar. Elbette bu da dijital pazarda önemli bir büyüme yaratacak.
Dijital Pazarlamanın Raporlamadaki Üstünlüğü
Dijital pazarlama harcamalarını büyüten işletmeler, dijital ortamdaki reklamları için çok ayrıntılı rapor alabiliyorlar. Örneğin ‘Hangi reklam kaç kişiye ulaştı?’, ‘Hangi gönderi hangi şehirde daha çok tıklandı?’, ‘Hangi video hangi yaş grubunda daha fazla izlendi?’, ‘Gönderiyle etkileşim kuranlar (Beğeni, tıklama, paylaşım, yorum) hangi yaştaydı?’ gibi çok sayıda farklı raporlar artık hazır olarak önünüze geliyor. Bir televizyon veya gazete reklamı için bunları bilmek mümkün değil.
Türkiye’nin yakın gelecekte dijital pazarlama anlamında büyüyeceğini kestirmek güç değil. Peki hiçbir değişiklik yapmadan, eski reklamcılık kafasıyla dijital ortama geçebilir miyiz? Ne yazık ki oyunun kuralları sadece reklam platformu olarak değil, reklamın içeriği anlamında da değişti. Artık ‘Biz şöyle iyi markayız’, ‘Dünyada bir numarayız’ türü televizyonda veya gazete gözünüze zorla sokulan reklamların dönemi bitti. Çünkü insanlar bu tür reklamları ya hiç açmıyor, eğer kendiliğinden açılırsa da anında kapatıyorlar. Artık izleyicilerin gönüllü olarak izlediği reklamların dönemi başladı. ‘O da neymiş?’ diyorsanız aşağıdaki videoyu izledikten sonra “İçerik Pazarlamanın Kalbi: Storytelling” yazımızı okuyabilirsiniz.