Google Algoritması -I- (Art Niyet)

Google algoritması

Google Algoritmasının Kötü Niyetli Kullanımı

Bir restoran açtığınızda, bir temizlik şirketi kurduğunuzda veya bir web sitesi oluşturduğunuzda öncelikle müşterilerinize, ziyaretçilerinize odaklanırsınız değil mi? Onların gözünden kendinize bakar, onların beğenisini tartmaya çalışırsınız. Şu an durum tam olarak böyle değil. Bir web sitesinin iki yüzü var:

  1. Web sitesi ziyaretçileri için hazırlanmış yüz;
  2. Arama motorları için hazırlanmış diğer yüz.

Her ne kadar Google “Siz yaptığınız işe, içeriğinize ve web sitenize odaklanın, biz algoritmamız ile zaten değerli içeriklere sahip iyi web sitelerini öne çıkarmaya çalışıyoruz” dese de Türkiye’deki içerik oluşturucular işini şansa bırakmak istemiyor, ziyaretçileri için değil Google için bir web sitesi hazırlıyorlar. Böylelikle Google’ın “Siz ziyaretçilerinizi hoşnut edin” önerisi havada kalıyor.

Elbette Google algoritması bir web sitesini analiz ederken belli kıstaslara başvuruyor. Google’ın en az hatayla ölçebildiği teknik taraf, sorunsuz çalışıyor. Web sitesi hızı, tasarımların esnekliği, kullanım kolaylığı gibi konularda adil bir yarış var.

Ancak iş bir metnin analizine geldiğinde Google araçları hata yapabiliyor. Eğer içeriği hazırlayan kişi ziyaretçilerini mutsuz etmek pahasına Google algoritmasını memnun edecek çözümlere yöneldiyse Google bunu fark edemeyebiliyor. Şimdi bu yazının asıl konusu olan bölüme geldik. Google algoritması ile art niyetli bir biçimde ilgilendiğinizde ne yazık ki kötü bir içerik ile arama sonuçlarında ilk sıralarda çıkabiliyorsunuz.

Şimdi ziyaretçileri rahatsız etme pahasına Google algoritmasını kötü niyetle kullanan bu yöntemlere ve olası sonuçlarına geçelim:

Taksici Yöntemi (Ziyaretçiyi Dolaştırıp Yolu Uzatmak)

Google arama sonuçları üzerinden tıklayarak gittiğiniz bir sitede uzun süre geçirmeniz, başka görsel, link ve düğmelere tıklamanız Google algoritması tarafından genellikle sizin bu siteden memnun kaldığınız ve farklı yerlere tıklayarak konu hakkında çok yönlü bilgilere ulaştığınız şeklinde yorumlanır. Oysa siz o sırada aradığına ulaşamadığı için bası kesik tavuk gibi oradan oraya koşmaktasınızdır. Haberin Devamına Zıpla, Reklamı Atla, Görseli Boşla derken on dakikanızı boşa harcar ve o günkü sayfa başına tıklama rekoru kırarsınız ama sonuç olarak istediğiniz bilgiye ulaşamazsınız. Sonuca ulaşamadıkça yitirdiğiniz zaman ve haybeden tıklamalar sizi paniğe sürükler. Daha çok tıklamaya bir an önce aradığınız bilgiye ulaşmaya çabalarsınız ama nafile. Küfrederek siteden çıktığınızda Google algoritması sizi istatistiklere “olumlu bir deneyim” olarak işler.

Kulağını Ters Taraftan Gösterme Yöntemi (Lafı Dolaştırmak)

Bu yöntem genellikle basit bir sorunun yanıtını içeren web sayfalarına özgüdür. Yani “Kurban Bayramı hangi güne denk geliyor?” veya “Asgari ücret ne kadar?” gibi soruların yanıtı çok kısa olacağından bu siteye giren kişinin on saniye içinde çıkması da doğaldır. Aslında Google bu tür hızlıca çıkılan sitelerin tümüne kızmaz onları anlamaya çalışır. Ama bizim web uzmanları asla on saniye ile yetinmezler, isterler ki oltaya bir balık takıldı mı bir daha kurtulmasın. Geçen yıl bayram falanca güne gelmişti de turizmcilerin yüzü gülmüştü, evvelki yıl hafta sonuydu emekçiler için bir hayal kırıklığı olmuştu diye yazıya bayram günü tarihçesiyle girerler. İlk paragraf okunmuş ancak bayramın hangi güne denk geldiği henüz öğrenilememiştir. Olsun, umutla haberin devamına tıklanır. Yazar kaleme aldığı ikinci paragrafında Kurban Bayramının hangi güne denk geldiğini öğrenmek isteyen ziyaretçiye Kurban Bayramındaki acemi kasapların yaşadığı yaralanmaları anlatır. İkinci paragraf da bitmiştir ama sonuç olarak istenen bilgiye hâlâ ulaşılamamıştır. Son bir tıklama ile eski bayramlar da yad edildikten sonra aradığınız bilgi ufukta görünür. Artık bayram günlerini not edebilirsiniz çünkü on saniyede ulaşılacak bilgi için on dakika top dolaştıran kişi amacına ulaşmıştır.

Ayna Yöntemi (Soruya Soruyla Karşılık Vermek)

Diyelim ki “Öğretmen maaşları ne kadar olacak?” veya “Emekli maaşı kaç lira olacak?” gibi bir soruya yanıt arıyorsunuz. Uzman arkadaşımız sizin sorabileceğiniz tüm soru alternatiflerini bir yere yazıp çorba ederek hepsini aynı metinde kullanmaya çalışır. Sizin sorunuza alternatif başka sorular değil bir yanıt arıyor olmanız onları hiç ilgilendirmez. Onlar için önemli olan aynı metin içindeki tüm soru alternatiflerine yer vermektir. İsterseniz bir örnek ile anlatmaya çalışayım: “Tüm emekliler yılbaşında maaşlarına gelecek zammı merak ediyor ve çeşitli platformlarda ‘Yıl başında emekli maaşım kaç lira olacak?’ diye arama yapıyorlar. ‘Enflasyon farkı kaç lira olacak?’ veya ‘Enflasyon farkına ek bir zam olacak mı?’ gibi sorgulamalarla maaşlarını tahmin etmeye çalışan emekliler ‘Emekli zammı ne kadar olur?’ diye düşünmeden önce ‘Emekliye zam enflasyon zammı kadar mı olacak?’ veya ‘Emekli zammı enflasyon zammından yüksek mi olacak?’ diye sorunu iki şık haline indirgiyorlar.”

Bu metinden de anlayacağınız gibi buradaki uzman arkadaşımızın derdi üzüm yemek değil. Benim deneyimlerim bu şekilde başlayan metinlerin hiçbir sonuca ulaşamadan bittiği yönünde. Eğer şanslıysanız birkaç tıklama sonrasında ulaşacağınız son paragrafta belki birkaç bilgi kırıntısına rastlayabilirsiniz.

Google, art niyetli yöntemleri yakalarsa cezalandırmakla birlikte yukarıda sıraladığım türden daha ılımlı sayılabilecek yöntemleri neredeyse ödüllendiriyor. Bir bakıyorsunuz ne anlama geldiği belli olmayan bir laf salatası arama motorunun ilk sırasına yükselmiş. Girenlerin beş dakika boşuna dolanıp, elli yere tıkladıktan sonra küfrederek siteden çıktığından habersiz.

Biraz somutlaştırmak için bir örnekle bitireyim. Bir AVM veya büyükçe bir market düşünün. Binanın arka kapısında yer alan WC tabelasını gören insanlar tuvalete gitmek için içeri giriyor ve tabelaları izliyorlar. Tabelalar tabelaları, ok işaretleri ok işaretlerini kovalıyor ama ortada tuvalet yok. 15 dakika binanın içinde gezinip tuvaleti bulamayan insanlar artık umudu kesip binadan geri çıkıyorlar. Bir kısmı başka bir tuvalet arayışı içinde, bir kısmı altına kaçırmış. Bekçi ise “İnsanlar en az 15 dakikadır tuvalette olduklarına göre herhalde çok memnun kalıyorlar tuvaletimizden” diye düşünüyor. Çoğu web sitesi için olmasa da bazıları için durum ne yazık ki böyle.

Google algoritmasını ve algoritma canavarlarımızı yazmayı sürdüreceğim.

Diğer Yazılar
Google Algoritması -II- (Eskişehir)
Google Algoritması -III- (Hem izlerim, hem söverim)

Burak Kaya hakkında 23 makale